Emekli amiraller Lozan, Montrö gibi konularda endişelerini dile getiriyor, bunlar yine "Darbe" diyor! Jübile yapan futbolcu futbolu yorumlar ama emekli amiraller ülke konusunda konuşamaz, öyle mi? Amiraller konuşacak tabii. Hurdacı, kahveci, herkes açıklama yapacak ama çok iyi bildiği konularda ülkeye katma değer sağlamış amiraller açıklama yapamayacak! Yok ya! Yeni amiral tipleri o tarikat evindeki gibi sarıklı olduğu için bu Siyasal İslamcı ve yoz milliyetçiler emeklilerin ölüsünden korkuyor. Ne diyeyim, titreyin!
İşin aslı, Ordu'nun vatanseveri ile siyasetçinin makamseverini iyi ayırt etmek gerekir. Atatürk'ün siyaset yapmak isteyenlerle Ordu'da görev yapmak isteyenleri yalnızca birini tercih etmeleri konusunda ayırması makam ve vatan sevgisini tespit hamlesidir aslında. Atatürk tercihini Ordu'dan yana kullananların vatan sevgisini iyi bilmektedir. Yine, Atatürk, Ordu yerine siyaseti tercih edenlerin makam yolunda ilerleme amacında olduğunu da iyi bilir. Amirallerin haklı açıklamasını ve kaygılarını eleştirenler açık ki, tarih bilgisinden ve vatan sevgisinden yoksun kimselerdir. Yani makamdır onlar için aslolan!
Birçok siyasetçi ve sözde aydın ülke için canı yanan donanımlı emekli askerleri açıklamalarından dolayı neredeyse suçlu ilan etmekte, onları aşağılamaktadır. Yok, gündem ekonomi olmalıymış, yok, zamanı değilmiş açıklamanın gibi anlamsız bakış açıları ile amiraller adeta suçlu ilan edildi. Tayyip Erdoğan ve AKP'li siyasetçiler açıklamadan zaten rahatsız, çünkü anlaşmaları her fırsatta itibarsızlaştıran onlar. Bahçeli deseniz, amirallerin rütbeleri sökülsün, maaşları kesilsin derdinde. Meral Akşener'e gelince, amiraller zevzeklik yapıyormuş! Siyaset yapacaklarsa parti kurmalılarmış! Yıllar önce Osman Yağmurdereli, Fazıl Say AKP'yi eleştirdi diye ona parti kurup siyaset yapmasını teklif etmişti. Yani herhangi bir konuda fikrimizi beyan etmek için n'apıyoruz, hemen ülkenin 3'te 1'inde teşkilatlanıp parti kuruyoruz! İşte, Meral Akşener de tıpkı Osman Yağmurdereli gibi AKP'li diliyle konuşuyor. Bakalım Kılıçdaroğlu bu konuda ne diyecek?
Bana gelince, yazık bu ülkenin kirli siyasetine derim.
Atatürk'e dönecek olursak, ne dediğini şöyle hatırlatalım, "Ülkemiz şu iki şeyin ülkesidir: biri çiftçi, diğeri asker. Biz çok iyi çiftçi ve asker yetiştiren bir ulusuz. İyi çiftçi yetiştirdik, çünkü topraklarımız çoktur. İyi asker yetiştirdik çünkü o toprakları isteyen düşman çoktur."
Sizce düşmanı dışarıda aramaya gerek var mı?