Ama elle yazmanın ne kadar güzel olduğunu hatırlıyor musunuz? Düşünmem gerektiğinde bilgisayarı kapatıp telefonumun fişini çekiyorum, bir parça kağıt alıp yazmaya başlıyorum – Bir kelime, başka bir kelime. 

Bilgi ve haber aramak için cep telefonlarını kullanıyorlar, ancak akıl yürütme planını kağıt üzerinde oluşturulur. 

Eski kalemleri küçümseyen, not almanın yorucu olduğundan şikayet edenler de var. Ama sadece dijital araçları kullananlarla hâlâ elle yazmayı bilenler arasındaki farkı görebildiğinizi söyleyebilir miyim? Akıllı telefondan kağıda nasıl geçileceğini bilmek yalnızca yararlı değil aynı zamanda büyüleyicidir. Düşünce elle yazılmış bir iz bırakmaya çalıştığında umulmadık ufuklar açılır; Bazen, sanki beyninizdeki bir çekmece birdenbire sonuna kadar açılmış gibi, bildiğinizi bilmediğiniz şeyleri bile ortaya çıkarmayı başarırsınız. Aynı şey kitaplar için de geçerli. Güzel bulduğum bir romanı kağıt üzerinde yeniden okumak isteyen tek kişi benim, çünkü o zaman beni etkileyen o cümleler hafızamda kalır ve onu yıllar sonra açtığımda her şeyi, hatta hissettiğim duyguları bile içinde bulurum. ilk kez okuyormuşcasına, hayatı güzelleştiren şeyler bunlar değil mi?