Mısır'da Arap Baharı etkisi vardı. Ortalığın fena halde karıştığı zamanlardı. Bizim çok bildiğimiz bir yer değildi; örneğin İran kadar Suriye, Irak kadar bağlarımız olduğu bir yer değildi. Ancak yine de Mursi ismi tüm dünyada konuşulmaya başlanınca biz de Türkiye olarak Mısır'ı konuşmaya başladık.

Ben sadece konuşacağımızı sanıyordum ama hem Devlet olarak resmiyette hem de AK Partili Belediyeler, konuyu hayret edilecek bir şekilde içselleştirdiler. Mısır'daki Al-Ahzar Üniversitesi'nin İslamiyette ve Kur'an-ı Kerim'i yorumlamada önemini bile bilmeyen çok sayıda kişi İslamiyet ile Mursi'yi bir anda birleştirerek, Mısır eşittir İslamiyet; o da eşittir Mursi haline getirdiler. Siyaseti bilimin önüne getirerek, aslında Mısır'da "laik" unsurları yerle bir eden yeni Mursi kanunlarını görmezden geldiler. Aslına bakılırsa gizli gizli de bunu desteklediler. Oysa karışıklığın önemli nedenlerinden birisi Mursi'nin Mısır'ı bir din devleti haline getirmek istemesi, liyakat sahibi olmayan dini figürleri Mısır Devletinin önemli noktalarında Yüksek Memur olarak atamasıydı. 

Tam da bu sırada yani Mısır'ın karıştığı Mursi'nin uygulamalarını protesto eden Mısırlıların eylemde olduğu anlarda; ölümlerin yaralanmaların ve dolayısıyla şiddetin ayyuka çıktığı karışıklık sırasında Beykoz Belediyesi, düzenli olarak yapılan Çayır Festivali'ni iptal etti. Sevgili Başkanımız Yücel Çelikbilek, geçtiğimiz gün hafif bir kaza atlattı, durumu iyi. Allah kendisine uzun ömürler versin. Onun Beykoz'a katkıları unutulmaz. Ancak bu Beykoz Festivali'ni Mısır'da yaşanan olayların 'yasını' tutmak adına iptal eden yazının altında Sevgili Yücel Çelikbilek'in imzası vardı.

Görev süresi boyunca Yücel Başkanı şiddetli bir şekilde eleştiren 2 yazım vardı, arşivlerde hâlâ durur: Birincisi Bartholomeos'un Beykoz Anadoluhisarı'ndaki Kilise'de gerçekleştirdiği ayine katılan ve Kilise'ye daha girerken ceketinin düğmelerini ilikleyen Yücel Çelikbilek'in 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Saygı Duruşu sırasında ceketinin önünü iliklememesi, ikincisi de Çayır Festivali'ni iptal ettirmesiydi. Her ikisi de üzerinde konuşulması gereken ve Yücel Başkanı kibarca uyarmamız gereken bir durumdu. Çayır Festivali, Beykoz'da her kesimi biraraya getirebileceğimiz, onlara hoş dakikalar yaşatacağımız bir ortamdı. Üstelik daha önce gerçekleştirilen Mustafa Sandal konserinde olduğu gibi giderek ünü Beykoz'un da dışına taşan bir hâl almaya başlamıştı. Beykoz'da Kundura Fabrikasının, Cam Fabrikasının kapanmasını dile getiren ve haklı olarak Beykoz'un bu nedenle cazibesini kaybettiğini söyleyenler, Çayır Festivali gibi etkinliklerle Beykoz'da turizmin önemli bir gelir kapısı haline gelmesiyle heyecanlanabileceklerdi. "Sokakta boş boş dolanıyor oğlum" diye yakınan ve Beykoz'daki fabrikalardan emekli olmuş has Beykozlu abimiz, Çayır Festivali gibi etkinliklerin ve bunun gelecekte uzantısı olacak girişimlerin bir unsuru olup, eve para getirmeye başlayınca sevinecekti. Çok ama çok güzel bir işti. Ama olmadı.

Allah uzun ömür versin, Sevgili Yücel Başkanımız benim "Yapmayın, Çayır Festivali'ni iptal etmeyin" yazımı sanki hiç yazmamışım gibi ertesi yıl da ondan sonraki yıl da iptal etti. Beykoz Çayır Festivali, Yücel Çelikbilek'in İkinci döneminde hiç gerçekleştirilmedi. Beykoz, yok yere Mısır'daki karışıklığın yasını "tuttu" ama turizm gelirlerini de elinden "bıraktı".

Yine de şunun altını kalın çizgilerle çizelim; Yücel Başkan bizim hiçbir eleştirimizi kişiselleştirmedi; yazılarımıza müdahale etmedi; bizi asla cezalandırmadı. Biz kendisini usulünce eleştirip, gerektiğinde tepkimizi gösterdik, o da bizi dinledi ya da dinlemedi ama en azından eleştirdiğimize de asla pişman etmedi.

Şimdi daha Beykoz'a Bismillah adımını atmadan eleştirdiğimiz Murat Aydın, Beykoz Belediye Başkanı olarak bir Mısır Festivali düzenledi. Ben kendisini "Neden Beykoz teklifini kabul ettin" diye eleştirdim. Devamında da Beykozlu olmadığı için buradaki düzen içerisinde verimli olamayacağını savundum. "İlle de Murat ise ithal değil yerli Murat olsun" diyerek Sevgili Dostumuz Murat Miniç'i destekledim. Ancak Murat Başkan hepsini aştı ve bizi de hayrete düşüren bir oy oranına ulaşarak, Beykoz Belediye Başkanı seçildi. 

Seçildikten sonra bile benim için hâlâ Yücel Başkanın Beykoz Belediye Başkanı olduğunu yazdım. Birkaç uygulaması oldu Murat Başkanın; Beykoz'da camilerde tuvaletin bedava olması, bisiklet alanları oluşturulması gibi... Onları da eleştirdim. Ancak Burcu Güneş gibi her kesimden dinleyicisi olan gerçek anlamda bir sanatçıyı Beykoz'a getirip, Mısır ekimini yaygınlaştırmaya başlayan ve bu anlamda Beykozluya katma değer sağlayan; festivalin adını bile Mısır diye güncelleyen Murat Aydın'ın bu güzel icraatına kayıtsız kalamam.

Murat Aydın, şimdi Beykoz Belediyesi Başkanı olmuştur. Umarız gelecekte bizi bu şekilde Halkımız adına Beykoz'un geleceği adına siyasi kimliğinin de ağırlığını hissettirmeyip, 250 bin kişiyi koşulsuz kucaklayan icraatlarını görürüz.

Ve yine umarız Murat Aydın, usulünce yaptığımız ve gelecekte yapacağımız eleştirilerimizde bizleri cezalandırmayı tercih etmez. Bizi de kendisine oy vermesek de Beykoz'un bir parçası olarak kabul eder

- - - - - -