Doğar ve ölür insanlar... Doğum kadar ölüm de evrenin doğal sonucu... Ancak bugün hayatını kaybeden öyle bir isim var ki... İnanın, ne söylenir, ne yazılır; bilemiyorum...
Beykoz bugün hafızasını kaybetmiştir
Beykoz bugün babasını kaybetmiştir
Beykoz bugün atasını kaybetmiştir
Beykoz bugün en önemli değerini kaybetmiştir
Beykoz, Atatürk'ten sonra heykeli bu semte dikilecek tek kıymetini yitirmiştir
Yücel Çelikbilek hayatını kaybetti...
Ne yazılır ki? Ne denir? Hangi sözler onu anlatmaya yeter? Hangi edebiyat, hangi sözlük, hangi imlâ klavuzu kullanılır da kendisine hak edeceği bir methiye yazılır?
Üzüntümün bir tarifi yok... Artık Yücel Çelikbilek'i dünya gözüyle göremeyeceğiz.
Şimdi Yusuf Hayaloğlu'nun dediği gibi "O zalim tabutun tahtalarını nasıl üzerine çivileyecekler?"
İçinde ölünce ölürmüş insanlar... Aklından gidince, duyduğun sevgi bitince ölürmüş... Bu anlamda Yücel Çelikbilek nasıl ölebilir?
Yaşayacak içimizde... Yıllarca... Son nefesimizi verinceye değin...
Çok üzgünüm çok...
Yücel Çelikbilek'i hiç tanımayan bir nesil yetişecek diye çok endişeliyim...
Beykoz Belediyesi'ne sesleniyorum. Öyle bir çalışma yapınız ki, Yücel Çelikbilek gelecekte hiçbir Beykozlunun unutmayacağı, unutmayacağı bir insan olsun...
Beykoz...
İstanbul...
Başın sağolsun...