Yazdık... Satır satır yazdık... Gerekçelerimizi sıraladık... Yücel Çelikbilek yoksa zaten kimin olacağı önemli değildi ama en azından Beykoz'u bilen, tanıyan birisi olsun diye uğraştık. İstanbul'da sağlanan birliktelik, Beykoz'da sağlanamadı ve her parti kendi adayını çıkarttı. Murat Aydın ise ta Zeytinburnu'ndan gelip Beykoz'a Belediye Başkanı oldu. "Üçüncü belki de dördüncü parti olur" dedik, yüzde 30 da değil yüzde 50 ile Belediye Başkanı oldu, iyi mi? Şimdi bakıyorum sosyal medya hesabına, maşallah tebrik eden edene... Ne çok seveni varmış Murat Bey'in ben de şaşırdım. Merak ediyorum, Zeytinburnu Belediye Başkanıyken de yanına Beykoz'dan girmiş olan var mıydı? Yok yani öyle bir tablo var ki, fotoğraflarda herkesin ağzı kulaklarında; sanki Murat Aydın Beykoz Belediye Başkanı değil de tebriğe gidenlerin yeni akrabası gibi... Allah muhabbetlerini artırsın tabi, Beykoz'lu samimidir.
Tabi bu tabloyu görünce insanın meşhur Nasreddin Hoca fıkrası geliyor aklına... Hani Padişah halka fil armağan edince Nasreddin Hoca'dan yardım istemiş köylü "Ya şu fili Padişah geri alsın, yiye yiye köyde yemek bırakmadı" diye. Nasreddin Hoca da ikna olmuş, "Düşün peşime, ben size yardımcı olurum" demiş. Yolda giderken Saray'a yaklaştıkça Hoca'nın arkasındaki kalabalık azalmış. Padişahın huzuruna çıkınca, "Padişahım, ben ve işte arkamda duran köylüler..." demiş ve bakmış ki arkasında bir adam bile yok, "Padişahım ben ve köylüler düşündük ki, hediye ettiğiniz filin tek başına canı sıkılıyor; bir tane daha gönderemez misiniz; onunla oynasın" demiş. Biz Nasreddin Hoca misali, seçimde yüzde 50'yi görünce ne diyeceğimizi de şaşırdık. Maşallah, oy verip kahveye gelen Beykozlu, "Ya falancaya verecektim ama elim kırılsın yine gidip Murat Aydın'a bastım" deyip güya günah çıkarmış. E, Allah büyük...
Neyse biz yine dili bir değil 2 tane isteyelim ama Murat Aydın seçildikten sonra yaşananlara ve Beykoz adına rahatsızlık duyduklarımızı yine de bir anlatalım. Biz diyelim de kendisi nasıl yaparsa yapsın, kimi dinlerse dinlesin yine...
Şimdi birincisi bu Beykoz'daki spor kulüplerine "O şu Partili-bu filanca Partili" ayrımı yapılmasını biz zaten bekliyorduk. Herkes Yücel Çelikbilek değil, ayrımsız hakkı olana hakkını versin. Ancak Sayın Başkan bu tutumuyla yalnız dünyada değil ahrette de kendisini zor durumda bırakıyor, haberi olsun. Beykoz'da 'laf olsun' diye kulüp kurup, her türlü desteği çuvalla alanlar varken, gecekten emek verip gelecek umutla bakmak isteyen Beykoz'un çocukları da var. Yücel Çelikbilek, kulakları çınlasın, para da verdi, araba da tahsis etti. 10 yıl boyunca bu işi çok dengeli yaptı. Murat Başkan bilsin ki, kendisinin tahsis ettiklerini Yücel Başkan vermezdi. "Önce başarılı olun da ondan sonra" derdi. Araç tahsis ettiği takım, 20 takım arasında 20. oldu. Zararı yok, sonuçta onlar da bizim çocuklarımız ama şimdi Çubuklu Spor Kulübünün ülke genelinde 1200 (yazıyla bin ikiyüz) takımın mücadele ettiği U-17 takımı yarı finale çıktı, ilk 4 takım arasında yer aldı. Bu takım sizden araç istedi, vermediniz. Kütahya Tavşanlı'ya kulüp imkânlarıyla gidildi. Kulübün Başkanı sizin seçimlerde rakibiniz diye böyle ayrımcılık yapmamalısınız. Beykoz, böyle sıkıntıları kaldırmaz. Siz böyle giderse, Yücel Başkanın 10 yıl boyunca övündüğü "Biz öğrenci yardımlarında, gıda yardımlarında Beykozlunun partisine bakmıyoruz" birincil temel yasayı da rafa kaldıracaksınız. Siz Beykoz Belediye Başkanısınız, hatırlatırım. Eğer yalnızca AK Partililere hitap etmeye niyetlendiyseniz, o zaman Beykoz Belediye Başkanlığına değil AK Parti Beykoz İlçe Başkanlığına adaylığınızı koyacaktınız. Biz bu ilçeye gelen her görüşten kişiye Yücel Çelikbilek'i gururla tanışırdık. AK Partili olduğunu bile belki çoğu anlamamıştı. Bu çiftestandartınız hiç hoş olmadı.
İkincisi Zeytinburnu'ndan beraberinizde getirdiğiniz Başkan Yardımcınız, personelle yaptığı ilk toplantıda kendini kaybetmiş. Kendini kaybetmiş diyoruz çünkü maşallah zat-ı muhterem kendisinden bile bahsetmeden hemen personeli yola getirmeye çalışmış. Esmiş, gürlemiş. Beyefendiciğime hatırlarındanız sevinirim, burası Zeytinburnu değil. Biz burada yüksek sesle bile konuşmuyoruz, mahalallelerde biri bağırsa hemen başına tozlanıyoruz. Zeytinburnu'nda işler nasıl yürüyordu bilemeyiz de biz burada böyle sert çıkışlarda hele ki tanışma toplantılarında azıcık geriliriz. Umarız ilgili Başkan Yardımcısı bir an önce bu tavrını bir kenara koyup, personeliyle Vali gibi değil bir arkadaş gibi konuşmayı dener. Durduk yere yediğimiz lokmayı boğazımızda bırakmaya gerek yok.
Ha, yazımın başına dönersek tüm bunları yazarken Beykozlumun verdiği yüzde 50 oyu düşünüp de "Helâl olsun Başkan, Yardımcının da ellerinden öperim; 2 fil daha gönderin" demek de geçiyor içimizden ama... Olmuyor...
Bizim için bunda sonra da yıllarca Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek'tir çünkü... Ondan sonra kim gelirse gelsin, onun bu ilçede yaptıklarının ancak gölgesinde kalır, biliriz.
Beykozlunun hakkını da kendisi bundan vazgeçse bile biz savunmaya devam ederiz.
Hayat devam ediyor çünkü... Beykozlu ise oy vermese bile en azından çocukları için adaletli bir yönetim bekliyor.
- - - -