Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, Zeytinburnu Belediye Başkanlığı görevini yürütürken sosyal medya hesaplarında ve haberlerde "İşine bisikletle gidip gelen belediye başkanı" olarak karşımıza çıkmıştır. Murat Aydın ismini ilk kez bu iletişim araçları sayesinde duymuşuzdur.
Murat Aydın'ın bisiklet sevdası nereden geliyor diye merak ettim ve biraz araştırma yaptım. Aslında Murat Aydın bu bisiklet sevdası bugüne özel değil, çocukluk hasretiymiş. Hatta Zeytinburnu'ndan kalkıp bisikletle Karadeniz'e gitmeyi bile hayal etmiş. Tabii ki bu hayalini gerçekleştirememiş ve uzun zaman işe gidip gelirken otomobil kullanmış. Ta ki 2016 yılında belediye personellerinden birisinin işe gidip gelirken bisiklet kullandığını görene kadar. İlk zamanlar biraz çekinerek bisiklete binse de işe gidip gelmelerini bisikletle yapmayı sürdürmüş.
Bazı vatandaşlar, "Murat Aydın'ın bisikletle işe gidip gelmesinin şov amaçlı yaptığını, neden uzun zaman önce bisiklete binemediğini" söyleyen kesimin de çok olduğunu biliyordu ki bu konuya da açıklık getirmişti. Aydın, "Zeytinburnu’na ilk geldiğim 80'li yıllarda, yol imkanları fazla yoktu ama bisiklet kullanan kişi çoktu. O dönemde insanlar şehir içerisinde bisikleti tercih ederlerdi. Daha sonra çarpık yapılaşma ve plansız yapılan yollar bisiklet kullanımını zorlaştırmaya başladı" ifadelerini kullanmıştı.
Bizler artık yapılan bir hizmeti yada çalışmayı, eğer o parti görüşü mensubu değilsek muhakkak; "kesin şov amaçlı yapıyor, inandırıcı değil" gibi ifadelerde bulunuyoruz. Söyleyecek bir şey bulamasakta kesin ve kesin kulp muhakkak buluyoruz. Olayın iç yüzünü araştırmıyor, ne değeri var düşünmüyoruz. Ön yargılarımızı kırmayı başaramıyoruz. Neden olsa Einstein: "İnsanlardaki ön yargıyı parçalamak, benim atomu parçalamamdan çok daha zor" boşuna dememiş.
Murat Aydın'ın Zeytinburnu'nda 4 ay boyunca bisiklet ile işe gidip gelmesiyle birlikte 132 bin 486 TL. devletin kasasına para bırakıp, 132 günde ise 19 bin 173 litre yakıt tasarufu elde ettiği biliniyor.
Fakat Beykoz'da ters giden bir şey vardı. Beykoz Belediyesi, bisiklet eğitimi için 251 bin 500 TL.'ye ihale etmiş ve haliyle belediye kasasından bu para çıkmıştı. 251 bini duyduk ya hemen tepki göstermeliyiz, kızmalıyız. Demeyiz ki bisiklet eğitimini vermek için eğitmenler, görevliler çalışıyor.
1000'e yakın Beykozlu vatandaş bu eğitimden faydalanmış ve bisiklet kullanmayı öğrenmişti. Belediyenin bu eğitimleri vermesiyle zarar ettiğini düşünenler, İSMEK'in yıllardır vermiş olduğu ücretsiz eğitimleri unutmaktadır. Bilmiyoruz ki Belediyeler kar amacı gütmez. Faaliyetlerini Kamu yararı gözeterek yapar. Bu yüzden bin vatandaşın bisiklet eğitiminde harcanması gayet normaldir.
Olaya şu açıdan bakıyorum. Katılımcıların bir çoğu çocuk ve 40 yaş üzerinde olan insanlar. Hoş bu eğitime 7'den 70'e katılım sağlanılıyor bu eğitime ama genel olarak dediğim gibi bisiklet eğitimine, çocuklar ve orta yaş üstü insanlar daha çok rağbet gösteriyor.
Ekonomik durumu kötü olan aileler, çocuklarına bisiklet alamıyor. Belediyenin düzenlediği bisiklet eğitimi sayesinde evladına her gün bisiklete binme fırsatı veriyor. Bisiklet eğitimi yapılan alana gittiğimde gördüğüm şu oldu. Çocuklar, doya doya bisikletine biniyor. Bisikletinin pedallarını her çevirdiğinde, süratının daha da arttırdığında, bisikleti sürebildiğini görmek ve bilmek çocukların gözlerindeki parıltının daha da artmasını sağlıyor. Adeta çocuğun gözlerindeki parıltı sayesinde batan güneş Beykoz'a tekrar doğuyordu.
Bisikleti kullanan çocuğun, "Baba, anne ne kadar hızlı sürüyorum görüyor musunuz. Çok sağol anne, babacığım" diye sarıldığını görüyorum. Çocuğa ve ailesine ne yapsanız bu mutluluğu yaşatamazdınız. Ama Murat Aydın başlatmış olduğu bisiklet eğitim programlarıyla bu mutluluğu yaşatmayı başardı.
Ne de önemliymiş bisiklet kullanmak, sahip olmak deyip geçmeyin. Gerçekten bisiklet sahibi olmak zor.
Zor, hele çocuksan daha da zor. Benim ilk bisikletim 18 yaşlarımda oldu. Okul tatillerinde çalışır, bisiklet parası toplamaya çalışırdım ama okullar açılacağı zaman aileme, eğitim masraflarına katkı sunmak amaçlı kazandığım 3 kuruş parayı verirdim. Haliyle de bisiklet hayalini bir sonraki seneye bırakırdım. Almanya'da yaşayan bir halam vardı ve evlerinde bir bisiklete sahiplerdi ama kullanmazlardı. Baktım çocukken çalışarak bisiklet parası kazanılmıyor, iyisi mi bu bisikleti halamdan istemek dedim ve ilk bisikletime kavuştum.
Bisikleti ilk kullandığım zamanlardaki heyecanım, mutluluğum o belediye önünde gördüğüm 7 yaşındaki çocukla, 65 yaşındaki ablayla aynıydı. Çünkü onlar da ilk kez bisiklet kullanıyorlardı.Anlayacağınız bir insanın mutluluğu, hele ki bu çocuksa her şeyin önünde gelir.
Yukarıda belirttiğim gibi Murat Aydın'ın hayali, "Zeytinburnu'ndan Karadenize doğru bisiklet kullanmaktı" Aslında bu hayalini gerçekleştirmişte oldu. Beykoz, bir nevi küçük Karadeniz sayılır. Karadenizlilerin yoğun olduğu bir ilçe olmakla beraber, denizinin bir tarafı Marmara, bir tarafı Karadeniz'di. Gençlik yıllarında kurduğu hayalini 59 yaşında gerçekleştirmiş oldu.
Bir çok insanın da hayalini gerçekleştirdiğiniz ve mutluluğuna ortak olduğunuz için Beykozlular size teşekkürü borç bilmeli.
Beykoz'da bundan sonra hep "öncelik ise her zaman bisiklette"
- - - - - -