Günlerce tartışması yapılan kanal 23 konusunu parti taassubu dışında değerlendirmeye çalışalım. Zira televizyonlarda her gün konuşan, konuşmacıların çok azı hariç konuya partizanca bakmaktadır. AK Parti taraftarları konuya Cumhurbaşkanına yalakalık yapmak için değerlendirirken CHP taraftarları ise muhalefet mantığı açısında bakarak konuyu değerlendirmektedirler.
Halbuki konu sadece İstanbul’u değil maddi külfet ve demografik açıdan Türkiye’yi ilgilendirmektedir. Kanal 23 ilk açıklandığı yıllarda bunun doğru olmadığını bir makale ile gündeme getirmiştim. Bu süre içinde bu güne kadar sırf muhalefet kasti oluşmasın, objektif bir değerlendirme yapayım diyerek konu ile ilgili uzman arkadaşlarla bir çok defa mütalaa yaparak durumu değerlendirdim. O süre içinde ilk yazdığım makalenin ne kadar doğru olduğunu görmekten memnunum.
Dünyada iki tane kanal bulunmaktadır. Asya ile Afrika kıtasını birbirinden ayıran Süveyş kanalı, diğeri ise, 1914 yılında Amerikalıların yaptığı, büyük okyanus ile Atlas okyanusu birbirinden ayıran Panama kanalıdır. Oldukça ekonomik ve siyasal açıdan önemi olan bu kanal 77 km uzunluğundadır. Ancak yapım aşamasında bir çok bulaşıcı hastalıklar meydana gelmiş ve 27 bin insan yaşamını bitirmiştir. 193 km uzunluğu ve 220 metre genişliği olan Süveyş kanalı Akdeniz ile Kızıldeniz’i birbirine bağlaması açısından oldukça ekonomik ve stratejiktir.
Her iki kanalda kapattıkları mesafe açısından zaman ve maliyet konusunda büyük bir açığı kapatmaktadır. İstanbul kanalına gelince, 45 km uzunluk ve 275 metre genişlikte düşünülen bu kanal hemen yanı başında bulunan ve Montrö anlaşmasına göre, bütün ülkelerin ton başına belli bir ücret ödeyerek geçme hakkına sahip oldukları, İstanbul boğazının yanında hiçbir ekonomik ve stratejik önemi yoktur.
Bununla beraber yapım aşamasında meydana gelecek problemler düşünülmeden vitrin görüntüsü kokan, oldu bitti ve emrivaki taassubu ile alınmış bir karar olarak görmekteyim. 15 milyon nüfuslu bir şehrin büyük bir bölümünü şantiyeye çeviren, böyle büyük bir inşaat sahasını kapsaması, hem trafik hem de sosyal açıdan büyük büyük bir felakettir. Bir kere kanaldan önce kaç tane planlanıyorsa, köprülerin inşa edilmesi gerekecektir.
En basit haliyle, evi ve işi kanalın iki tarafında olanların çekeceği ıstırabı düşünmek bile bu projenin ne kadar gereksiz ve havai olduğunu anlatmaya yeter. Konunun teknik yönlerine girmek istemiyorum. Çünkü bu jeologların ve sismologların alanına giren bir konudur. Ancak ekonomik ve stratejik açıdan bu proje, şu saydığımız olumsuz şartlar ortada olmasa bile, Ekonomik yönden alarm veren ülkemizin durumu göz önüne alındığında, böyle bir lüksü kaldıracak durumda olmadığımızı her halde bu ülkede bilmeyen yoktur.
Netice olarak iktidar ile muhalefetin tabiri caizse sidik yarışına, bu kadar önemli bir konu kurban edilmemeli ve partiler üstü uzman kişilerle masaya yatırılarak sonuca gidilmelidir.