Kim Olduğumuz

Birçoğumuz kendi iç manzaramızda oturmaktan gelen rehberliği ve güzelliği unuttuk.

Başka insanların dünyalarında, hava düzenlerinde, kurallarda ve fikirlerde çok uzun yolculuklar yapmayı öğreniyoruz, bu yüzden çok geçmeden kendi ekolojimizin güzelliğini ve özlemimizin derin okyanuslarını unutuyoruz.

Kendi iç manzaramızda kopuk ve kaybolmuş hissederek, içimizde dolaşan kurtlardan korkarak, orada büyümek isteyen ilaca karşı temkinli davranarak, bizi yeniden canlandırmak isteyen evcilleşmemiş ruhtan utanarak ve toplumdan ve iç dünyamızdan derinden kopmuş hissedebiliriz. 
Duyular, kalp, zihin, bağırsak ve kemik konseyi.

İçimizde kuşatılmış hikayelerin altında, evcilleştirme ve derinden vahşi ve kim olduğumuzu içtenlik ile seven birşey var. Gelişme, iyi büyüme ve anlamlı bir hayata sahip olma isteği. 
Her zaman doğru yaşamımıza uyum sağlayan vahşi ve öz benliğimiz, sallanamaz, dilini nasıl hissedeceğinizi hatırlayabiliyorsanız en inanılmaz rehberdir. 
Tıpkı bir pusula gibi, onu kullanmayı bildiğiniz zaman fevkalade faydalıdır.

Ancak kendimize nasıl davrandığımız, kendimizi içinde bulduğumuz koşullar ve doğuştan kim olduğumuz hakkında taşıdığımız inançlar ve hikayeler, kendimiz ile bağlantı kurma ve kendimize izin verme, gelişme ve büyüme yeteneğimizin ayrılmaz bir parçasıdır.