1917’de ilk futbol takımını oluşturan Beykoz, sarı-siyah renkleriyle sadece futbolda değil, kürek, yelken, yüzme, sutopu, atletizm, basketbol ve boks branşlarında faaliyet gösterip önemli başarılar elde eder. Birçok sporcusunu Milli Takım’a verip farklı branşlarda şampiyonluklar elde eden Beykoz, futboldaki son yıllarını amatör kümelerde geçirse de uzun yıllar boyunca Türk futbolunun profesyonel gediklisidir. Süper Lig'de en çok mücadele eden 11. İstanbul takımı olan Beykoz, Süper Lig'de yer almış 75 takımın değerlendirme derecesinde ise 43. sıradadır.
İstanbul Futbol Ligi’nde 26 Sezon
Cumhuriyet’in ardından kurularak dönemin en bilinen ligi olan ve 1923-1924 sezonuyla başlayan İstanbul Futbol Ligi’nde Beykoz, ilk olarak 1924-1925 sezonunda yer alır. 1950-1951 sezonunda sona eren İstanbul Futbol Ligi’nde Beykoz, bu lige katıldığı günden beri hep kalıcı olur. İstanbul Futbol Ligi’nde toplamda 26 sezon art arda mücadele eder. Bu ligde 2 kez 4. olup 3 kez 5. olan Beykoz, 26 sezonda şampiyonluklar yaşayan Üç Büyükler dahil 1’er kez şampiyonluk elde eden Güneş ve İstanbulspor’a karşı mücadele edip adından söz ettirmeyi başarır. O zamanlar 4. Büyük olarak addedilen Vefa’nın ardından Beykoz, renktaşı İstanbulspor ile puan cetvelinde üst sıralarda yer almak için rekabete girer.
İstanbul Profesyonel Ligi’nde 8 sezon ve Atatürk Kupası
1952’de başlayıp 1958-1959 sezonuyla birlikte toplam 8 sezon süren İstanbul Profesyonel Ligi’nde Beykoz, 8 sezon boyunca aralıksız boy gösterir. 1956-1957 sezonunda 4. olup en iyi başarısını yakalayan Beykoz, bu ligde şampiyonluklar yaşayan Üç Büyükler’e karşı galibiyetler alır ve Türk sporunun çınarı olan bu rakiplerine puanlar kaybettirir. 1957 yılı Beykoz’un futbolda altın çağıdır. Türk futbol tarihinde şu ana kadar 5 kez düzenlenen Atatürk Kupası’nın 1957 yılındaki son maçında Dolmabahçe’de Vefa ile 3-3 beraber kalan Beykoz, Üç Büyükler’in de yer aldığı bu kupada en çok puanı toplayan takım olarak kupayı kazanır. 200 kiloluk eşi benzeri olmayan bu anlamlı kupa takım ve taraftarlar eşliğinde Dolmabahçe’den Beşiktaş İskelesi’ne, oradan Beykoz’a büyük bir coşkuyla taşınır.
Milli Lig’de (Süper Lig) 8 sezon
Milli Lig 1959’da başladığında Beykoz, yine oradadır. Fakat Beykoz, bugünkü adı Süper Lig olan 1. Lig’de üst üste 8 sezon kaldıktan sonra 1966 yılında küme düşer. Ve o günden beri Süper Lig yüzü göremez. Her şeye rağmen, 1924’ten 1966’ya kadar 42 yıl boyunca en gözde liglerin alışıldık takımıdır Beykoz. Bir tarihtir.
3. Lig şampiyonlukları, liglerde ve amatörde geçen sezonlar
100. yılı olan 2007-2008 sezonunda 3. Lig’de şampiyon olan Beykoz’un bu ligde toplam 3 şampiyonluğu bulunur. 1 Lig’de 21 sezon, 2. Lig’de 17 sezon, 3. Lig’de ise 8 sezon yer alan Beykoz, Bölgesel Amatör Lig’de 3 sezon, amatör ligde ise 9 sezon boyunca mücadele eder.
Beykoz ve ilkler
Süper Lig’in ilk resmi maçı Alsancak Stadı’nda İzmirspor ile Beykoz arasında oynanır. Süper Lig’de ilk penaltı golünü F.bahçeli Lefter, Beykoz’a atarken, Beşiktaş’a ilk golü atıp Beşiktaş’ı kendi evinde yenen ilk takım Beykoz’dur. Türkiye çapında ilk kez düzenlenen 1946 Türkiye Basketbol Şampiyonası’nda Beykoz, o zamana kadar basketbolda en başarılı Türk takımı olan G.saray dahil Ankara ve İzmir takımlarını tek tek yenerek şampiyon olur.
Basketbolda Beykoz
1946’da ilk kez düzenlenen Türkiye Basketbol Şampiyonası’nda şampiyonluk elde eden Beykoz’un 35 sezon süren İstanbul Erkekler Ligi’nde bir 2'inciliği bulunur. Beykoz, 2005-2006 sezonunda Samsunspor’un ligden çekilmesiyle Basketbol Süper Ligi’ne yükselir. 2006-2007 sezonunun yanı sıra 100. yılını kutladığı 2007-2008 sezonunda da bu ligde mücadele eder ve toplamda 3 sezon Basketbol Süper Ligi’nde yer alır. Ayrıca 1920’lerin ilk yarısında İstanbul’da yalnızca Balmumcu, Bebek, Beykoz ve Üsküdar’da basketbol sahaları vardır.
Yüzme, kürek, sutopu ve boksta Beykoz
İstanbul Kulüplerarası Yüzme Şampiyonası ilk olarak 1931’de düzenlenir. Beykoz, 1934 yılında ilk şampiyonluğuna erkeklerde ulaşır. 1946’da bu branşı Modaspor’a devredene kadar tam 10 kez şampiyon olan Beykoz, ulaşılması zor olan bir başarı elde eder. Kadınlarda İstanbul Yüzme Şampiyonası’nda 1 şampiyonluk elde eden Beykoz, Milli Takıma birçok sporcu vererek bu alanda Türkiye’yi temsil eder.
İstanbul Kürek Şampiyonası'nda erkeklerde 5, kadınlarda ve gençlerde 3 şampiyonluğu bulunan Beykoz, Türkiye Kürek Şampiyonası’da kadınlarda 2, erkeklerde 1 şampiyonluk kazanır. Ayrıca 1936 yılı Beykoz tarihi için ayrı bir önem taşır. 1936 yılında ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye yapan ve Büyük Önder Atatürk ile görüşerek bu ziyaret vesilesiyle 4-6 Eylül 1936 tarihlerinde İstanbul’a gelen İngiltere Kralı 8. Edward, Moda Koyu’nda düzenlenen yarışları izler. Yarışlar sonucunda Beykoz, 11 puanla İstanbul şampiyonu olur.
Beykoz, İstanbul Sutopu Şampiyonası'nda 3 kez şampiyonluğa uzanır.
İstanbul Kulüplerarası Boks ve İstanbul Ferdi Boks Şampiyonlarında ise, Beykozlu sporcular altın madalyalar kazanır.
Bü-yüüük Beykoz
Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası’nda teknik müdür muavini olup sporculara iş ve imkan vererek destek olan Enver Atafırat’tan tutun da yokluktan dolayı deplasmana gidemeyen Beykoz takımı maça çıksın diye ineğini satan Saatçi Niyazi’sine kadar taraftarının o meşhur sesiyle inlettiği “Bü-yüüük Beykoz,” nice anıları tarihin tozlu sayfalarına kazır. Taraftarının kendi evinde ya da deplasmanda her zaman bir ağırlığı vardır. Beykoz neredeyse orada olan Amigo Paypay (Erdoğan), hâlâ da yaşayan bir semboldür. Taraftarın Talip abisi (Ercan) gazeteci kimliği ile Beykoz’un nabzını tutmaya devam ederken, Beykoz’u Beykoz yapan adam Kelle İbrahim’in mezarını eşten dosttan topladığı paralar eşliğinde kendi imkanıyla yaptıran taraftar Erdal Diri, her Beykoz maçında armaya olan sevdasını göğsünün üstünde tutar. 2001’de taraftar grubu Boğaz’ın Yargıçları’nı kuran Vural Demir ve arkadaşları ise, Beykoz’u karşılıksız sever. İstanbul’da ve Anadolu’da yeşil sahalarda ve tribünlerde hararetli geçen nice maçlar dilden dile dolaşır. 20’li yılların ortalarından 60’lı yılların ortalarına kadar Dolmabahçe’deki maç dönüşlerinde İstanbul Boğazı’nda taraftarlarının bindiği vapur ya da her türden deniz taşıtı Beykoz galip geldiğinde neşeli, Beykoz mağlup olduğunda ise hüzün doludur. Beykoz’un 42 yıl boyunca en üst düzey liglerde olduğu yıllarda Anadolu’da bile Boğaz’ın İncisi olan Beykoz’u destekleyenler ortaya çıkar. İşte “Bü-yüüük Beykoz,” Türkiye’de bu şanıyla yaşar.
Köseler geldi, Beykoz hareketlendi
Amatörlerde geçen son yıllar Beykoz taraftarına hem yılgınlık hem de bıkkınlık verdi. İstanbul takımları olan Kasımpaşa, Karagümrük, Pendik Süper Lig’de mücadele edince, aynı zamanda Ümraniye, Eyüp ve Anadolu Üsküdar seviye olarak Beykoz’dan çok daha ileri bir noktaya gelince, Beykoz taraftarı tarihi kulübünün rekabette geri kaldığının farkındaydı. Taraftar doğal olarak Beykoz’u hak ettiği yerde görmek istedi. Ancak amatörden bir anda üst liglere çıkmak, altyapıdan ya da öz kaynaktan gelen oyuncularla Süper Lig ve 1. Lig seviyesine yükselmek öyle kolay bir durum değildir; hele ki endüstriyel futbol çağında. Dolayısıyla dipten kurtulmak için çare üretmek gerekir.
Bir dönem basketbolda Beykoz’un formasını terleten Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler ile belediye el değiştirdiğinden beri görüşen Beykoz Spor Kulübü Başkanı Zeki Aksu, çareyi Tuzlaspor’un mücadele haklarını satın almakta buldu. Gerçek şu ki, amatöre yakışmayan Beykoz’un artık bir hamle yapması gerekiyordu. O hamle sponsor ve çeşitli destek arayışlarının ardından son raddede Beykoz'un Tuzlaspor ile birleşme kararıyla gerçekleşti. Beykoz, nihayet 15 yıl sonra 17 sezon yer aldığı 2. Lig’de. Emeği geçen herkesin fikrine sağlık. Bu andan itibaren Beykoz taraftarı kısır tartışmaların yerine yenilenmenin rüzgarını şanlı mazisiyle arkasına almak zorunda. Böyle olursa yakın gelecekte “Bü-yüüük Beykoz,” fırtınalar estireceği günlerin hesabını yapar.